Kaşgar’da ”Yüz Yıllık Çayevi”: 3 kuşaktır yönetilen çayevinin ilginç hikayesi
Çin’in kuzeybatısındaki Kaşgar kentinde üç kuşaktır yönetilen “Yüz Yıllık Çayevi”nin hikayesi oldukça merak uyandırıyor. Çayevinin hikayesini Muhammet Osman şöyle aktarıyor: Beş yaşındayken ilk kez babamla birlikte çayevine gitmiştim, şimdi oğlumla beraber bir çayevi açtık. Çayevi, artık ailemin bir parçası hâline geldi. Ailemin yaşamı çayeviyle sıkı sıkıya bağlı.
Çin’in kuzeybatısındaki Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde yer alan Kaşgar kentindeki “Yüz Yıllık Çayevi”nin çok ilginç bir hikayesi var. Muhammet Osman, üç kuşaktır yönetilen ve dokusunu korumayı başaran çayevini anlatırken, “Babam su almaya gider, annem de o esnada ocağın kömürünü yakardı. Sabahları su almak için sırada bekleyen çok insan olurdu. Babam ellerinde suyla dönene kadar ocağın ateşi de hazır olurdu. Büyük bir demliğin içine Fu adlı çayın yaprakları koyulur koyulmaz oda mis gibi bir kokuyla dolardı.” ifadelerini kullanıyor…
“Beş yaşındayken ilk kez babamla birlikte çayevine gitmiştim, şimdi oğlumla beraber bir çayevi açtık. Çayevi, artık ailemin bir parçası hâline geldi. Ailemin yaşamı çayeviyle sıkı sıkıya bağlı.” diye konuşan Muhammet Osman, çağın çok hızlı değiştiğini, ailesinin mutluluk içinde yaşadığını söylüyor. Muhammet Osman, eski çayevinin de daha önce tahayyül edemeyecekleri bir süratle değişime uğradığını belirtiyor.
İLK KUŞAK: MUSLUK SUYU YOK, SICAK BİR ÇAY İÇİN ÖNCE DIŞARIDAN SU ALMALI
“Haki renkli bir ev, dar bir sokak ve musluk suyu yok.” Muhammet Osman, çocukluğunun geçtiği evi böyle anlatıyor. Bu, aynı zamanda antik kentin neredeyse tüm sakinlerinin ortak hatırası. Bir başka ortak nokta ise “çay içmek.”
Muhammet Osman “Sabahları sütlü çay, öğle yemeği sonrası çay ve akşamları yine çay var. Kısacası çay, ailemin bir gününün olmazsa olmaz içeceği.” diyor.
Muhammet Osman’ın babası altın ticaretiyle meşguldü. Ailesi, Kaşgar’da iyi yaşam koşullarına sahip bir aile sayılırdı. Muhammet Osman, çay demlemek için su gerektiğini, ancak o dönemde eski şehirde musluk suyu olmadığını, bu yüzden de her sabah genç erkek ve kadınların dışarıdan evlerine kovalarla su taşıdığını hatırlıyor.
“BABAM SU ALMAYA GİDER, ANNEM DE O ESNADA OCAĞIN KÖMÜRÜNÜ YAKARDI”
Muhammet Osman, o günleri “Babam su almaya gider, annem de o esnada ocağın kömürünü yakardı. Sabahları su almak için sırada bekleyen çok insan olurdu. Babam ellerinde suyla dönene kadar ocağın ateşi de hazır olurdu. Büyük bir demliğin içine Fu adlı çayın yaprakları koyulur koyulmaz oda mis gibi bir kokuyla dolardı.” diye anlatıyor. Muhammet Osman, her hanede çay demlendiği hâlde çayevlerinin işlerinin pek de az olmadığını dile getiriyor.
Çayevi, insanların toplanmak için favori mekânları. Antik Kaşgar’ın merkezinde yer alan Yüz Yıllık Çayevi, aynı zamanda şehrin en hareketli noktalarından biri. Masaların etrafına kurulan insanlar, sadece 1 mao karşılığında satın aldıkları bir demlik çayı içiyor, sohbet ediyorlar.
Muhammet Osman, “Çocukluk anılarımın birçoğu çayeviyle ilgili. Babam boş zamanlarında evde pek oturmaz, beni de çayevine götürürdü. Uzun süre beraber çayevinde otururduk. Büyüklerin sohbetini dinlerken ben de bir yetişkin gibi hissederdim.” diyor. Muhammet Osman, bilgiye erişimin kısıtlı olduğu dönemlerde yerel sakinlerin çayevlerinde toplanarak sohbet ettiğini, bunun en önemli bilgi paylaşma yolu ve “özel” bir yaşam tarzı olduğunu ifade ediyor.
İKİNCİ KUŞAK: KERPİÇ EVLER YENİLENDİ, ESKİ ÇAYEVİNİN DE ÇEHRESİ DEĞİŞTİ
1998 yılında Muhammet Osman’ın ailesi ilk renkli televizyonlarını aldı. Televizyon aracılığıyla tüm aile hızla Kaşgar’da, Xinjiang’da, hatta tüm ülke ve dünyada meydana gelen son gelişmeleri öğrenmeye başladı. Antik kent için en büyük “haber” ise yaşadıkları bölgenin yeniden yapılandırılmasından başka bir şey değildi; zira antik kentteki herkes “haberin ana kahramanı” olarak da kabul edilebilirdi.
Antik Kaşgar’ın sokakları sessiz, dar ve uzundu, evlerin çoğu da tuğla ve ahşaptan yapılardı. Depreme dayanıklı olmadıkları gibi, yağmur ve kardan zarar görme riskleri de yüksekti. Yangın esnasında kurtarma çalışmalarını yürütmek zordu.
O PROJE 2008 YILINDA TAMAMLANDI
2008 yılı sonunda “Antik Kaşgar’da Tehlike Altındaki ve Eski Evlerin Yenilenmesine İlişkin Kapsamlı Proje” tamamlandı. Ertesi yıl, restorasyon projesinin perdeleri tümüyle açıldı.
“Ailemin yıllardır gönlündeki dilek, benim neslimde nihayet gerçekleşti.” diye konuşan Muhammet Osman, evlerinin aslında çoktan onarıma ihtiyaç duyduğunu, ancak bunun için gereken paranın düşük bir miktar olmadığını söylüyor. Muhammet Osman, konut sübvansiyonu kullanılarak, iki katlı orijinal binanın 8,5 büyüklüğündeki depreme dayanıklı bir yapı olarak yeniden inşa edildiğini, ocağa da doğal gaz bağlatıldığını ifade ediyor.
PROJENİN GERÇEKLEŞMESİ GELENEKSEL KÜLTÜRÜN KORUNMASI ŞARTIYLA YÜRÜTÜLDÜ
Kaşgar’da eski evlerin yenilenmesi projesi 2009 yılında başladı ve 2015 yılında tamamlandı. 49 bin 83 hane ve 221 bin kişinin yer aldığı 28 bölgeyi kapsayan restorasyon projesi, geleneksel kültürün korunması şartıyla yürütüldü. Antik kentin kazandığı yeni görünümde de yerel gelenekler korunuyor. Küçük otoparklar, umumi tuvaletler ve yol kenarlarının yeşillendirilmesiyle çevre güzelleşirken, hem yerel halk hem de turistler için büyük kolaylık sağlandı.
Muhammet Osman, “2012’de çayevi işletmekle ilgilenmeye başladım, ailem de beni destekledi.” diyor. 56 yaşındayken yeni bir iş sahibi olan Muhammet Osman, “Yüz Yıllık Çayevi’ni kiraladım ve yeniledim. Burası çocukken babamla en çok eğlendiğimiz yerlerdendi. Umarım bu sayede çayevi de yeni bir canlılık kazanır.” diye konuşuyor.
ÜÇÜNCÜ KUŞAK: ESKİ ÇAYEVİNDEKİ MUTLU GÜNLER
31 yaşındaki Muhammetkırım Muhammet, Muhammet Osman’ın en küçük oğlu ve “Yüz Yıllık Çayevi”nin şu anki sorumlusu. Altın ve giyim sektörlerinde çalışan Muhammetkırım Muhammet, başlangıçta babasının çayevini devralma tercihine iyimser bakmıyordu.
Muhammetkırım Muhammet, “Gençler çay içmeyi pek istemiyor, ülkenin iç kesiminden gelenlerin de birkaç yuana satın alabilecekleri bir demlik çay ilgilerini çekmiyor.” diyor.
Muhammetkırım Muhammet, işletmeyi devraldıkları ilk günleri, “Babam bana defalarca ailemizin hayatının çaydan ayrı düşünülemeyeceğini, bunun iyi bir iş olacağını söylüyordu. ‘Nasıl en iyi şekilde yapacağını düşünmelisin’ diyordu.” şeklinde hatırlıyor.
İNTERNET BAĞLATINCA MÜŞTERİ PROFİLİ DEĞİŞTİ
Xinjianglı genç, çayevine internet bağlatmalarıyla birlikte müşteri profilinin yavaş yavaş yerel orta yaşlı ve yaşlı sakinlerden, gençlere ve turistlere doğru değiştiğini, artık daha fazla müşterinin nakit değil cep telefonları aracılığıyla ödeme yapmayı tercih ettiğini dile getiriyor.
“Zaman değişiyor, içtiğimiz çay neden değişmiyor?” sorusu üzerine düşünen genç işletmeci, menülerine meyve çaylarını ve besleyici çayları ekledi. Bugün, Yüz Yıllık Çayevi’nin menüsünde 22 çeşit çay var. Müşteriler, Alipay ve WeChat kullanarak hesap ödeyebiliyorlar. Zamanla gelişen iş modeli, her geçen gün daha fazla kişiden beğeni topluyor.
Muhammet Osman, “Evimizde yaşanan değişim kelimelerle ifade edilemez.” diyor. Muhammet Osman’ın gür sesi, çayevindeki şarkı ve sohbet gürültüsünü dahi bastırıyor. Burada, Muhammet Osman ve ailesi ile Yüz Yıllık Çayevi’nin canlılığı hissediliyor.