Piyasada yeni haftanın iki önemli gündem maddesi
Piyasada yeni haftanın iki önemli gündem maddesi
Geride bırakmaya hazırlandığımız haftada…
Fransa cumhurbaşkanlığı seçiminde merkez sağ lideri Macron ile aşırı sağcı Le Pen arasındaki yarışın ilk tur sonucu hisse senedi piyasalarında yeni yükselişlere, yeni zirve seviyelerine yol açtı…
Altın, Japon yeni ve ABD hazine tahvilleri ise darbe yedi.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın açıkladığı enflasyon raporu sonrasında TL değerlendi, endeks 94 binin üzerinde dolaştı. Sonuç, cuma akşamı 94.655 punla nisan ayının en yüksek kapanışı yaşandı.
Dolar/TL’de yaşanan 3,55’e kadar gerilemenin temel etkeni uzman görüşüne göre sıkı para politikasının devamı… Bir de dolar üzerindeki üç kuvvetli baskı..
Yarın ise yeni bir hafta, yeni bir ay başlıyor…
Ama bir farkla, ilk gün 1 Mayıs’a denk geliyor, yani borsanın, bankaların ‘tatil’ gününe. Geride kalan 4 işlem gününe bakacak olursak..
Endeksteki beklenti, en önemli direncin 95 binlerde oluşması yönünde.
Dolar/TL’ye gelince pozitif atmosfere rağmen 3,55’teki kritik desteğinin altında kalıcı olamaması tedirginlik yaratıyor.
BIST’te hisse bazlı hareketlerin bilançoların daha da yoğunlaşacağı hafta içerisinde endekse yön vermesi bekleniyor.
Nisan ayı enflasyon verisi ise yeni haftanın en önemli gündem maddesi.
Ayrıca FED’in 3 Mayıs’ta gerçekleşecek olan toplantısı kritik önem taşıyor.
Borsagundem.com soruyor, uzmanlar konuşuyor…
HENÜZ GÜÇLÜ BİR DÜZELTME İŞARETİ ALINABİLMİŞ DEĞİL
ÜZEYİR DOĞAN – GEDİK YATIRIM ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ
BIST
Endeks Nisan ayını günlük, haftalık ve aylık bazdaki en yüksek kapanışı olan 94.655’ten tamamladı. Bundan önce uzun bir süre 87.000-91.500 bandına sıkışan endekste bu kanaldan çıkış ile birlikte 96.000 hedef konuma geçmişti. Geçtiğimiz hafta endeks 95.196’yı görerek bu hedefi büyük oranda gerçekleştirmiş oldu. Bu ay içinde izleyeceğimiz en önemli direncin de bu bölgede oluşmasını bekliyoruz. Teknik göstergelerin aşırı alım bölgesinde, negatif aykırılıklar oluşturmaya başlaması dikkat çekse de henüz güçlü bir düzeltme işareti alınabilmiş değil. Bu nedenle aşağı yönlü pozisyon alımı konusunda aceleci olunmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu süreçte kısa vadede görümü negatife çevirecek seviye olarak 93.000’i izlerken orta vadede sert bir düzeltme başlangıcından bahsedebilmek için de 91.500 altında kapanış görmek gerektiğini düşünüyoruz.
Dolar/TL
TCMB’nin geçtiğimiz hafta piyasanın büyük bir çoğunluğunun beklentisinin aksine geç likidite penceresi faiz oranında 50 baz puanlık artış yaparak sıkı para politikası duruşunu devam ettirmesi, Dolar/TL’nin 3,55’e kadar gerilemesindeki temel etken. Elbette bu süreç içinde yurtdışı piyasaların özellikle de doların TL açısından pozitif olan bu sürece katkı yapmış olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Diğer taraftan tüm bu pozitif atmosfere rağmen Dolar/TL’nin 3,55’teki kritik desteğinin altında kalıcı olamaması tedirginlik yaratıyor. Bu hafta izleyeceğimiz en önemli seviye de 3,55’teki bu destek olacak. Mevcut konjonktür TL’yi desteklemeye devam etse de gündemin ve fiyatlamaların çok hızlı bir şekilde değişebileceği de göz önünde bulundurulmalı.
GÖZLER FED TOPLANTISI VE NİSAN AYI ENFLASYONUNDA…
EDA ÖNDER ÖZTÜRK – ALAN YATIRIM KIDEMLİ ANALİST
Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen Fransa Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimlerinde merkezi sağ lideri ve AB taraftarı Macron’un, aşırı sağcı lider Le Pen’i geçerek ikinci tura kalması ve anketlere göre ikinci turda Macron’un Le Pen’in önünde olması ile birlikte global pozitif risk iştahı hafta içerisinde artarak devam etti. Özellikle hisse senetleri piyasalarında görülen yükseliş yeni zirve seviyelerini oluştururken, güvenli liman niteliğindeki yatırım enstrümanlarına olan talebin azalması paralelinde altın, Japon Yeni ve ABD hazine tahvilleri değer kaybetti.
Bizleri bekleyen yeni haftada Fed’in 3 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleşecek olan toplantısı önem arz etmekte. Geçtiğimiz hafta gerek Trump’ın vergi planında istenilen detayların görülememesi gerekse ABD ekonomisinde 1. çeyreğe ilişkin zayıf büyüme performansı Fed’in faiz artırım ihtimallerinin ötelenmesine neden oluyor. Geçtiğimiz aylarda fiyatlamalara konu olan Fed’in Haziran ayına ilişkin faiz artırım olasılığı mevcut durumda %30 seviyesine gerilemiş durumda. Söz konusu gerilemede ABD ekonomisinde enflasyonun hız kesmesi etkili oldu. ABD’de enflasyonun Şubat ayında hız kesmesinin ardından Mart ayında göstermiş olduğu sert düşüşün Fed’in 2017 yılının geri kalanında faiz artırımlarında daha yavaş hareket etmesinde etkili olacağı beklentisi global piyasalarda yer edinmeye başladı. Fed’in faiz artırımlarınailişkin daha yavaş hareket etmesine olan bir diğer unsur ise Trump tarafından gelmekte.
ABD’de Trump’ın başkan olması ile birlikte ABD’de enflasyon ve büyümede artış görülebileceği beklentilerinin yerini Trump’ın reformlarına ilişkin belirsizlik fiyatlamaları aldığı için Fed yetkilileri temkinli tarafta kalmayı tercih edebilir. Bununla birlikte ABD ekonomisine dair enflasyon ve büyümede artış görülebileceği beklentileri de sakinleşmiş durumda. Sonuç olarak ABD’de enflasyon oranında gerileme ve ücretlerin artış hızında görülen momentum kaybı paralelinde Fed’in Haziran ayı toplantısında gerçekleşebilecek faiz artışına ilişkin olasılıklar Nisan ayının ortasından bu yana gerileme kaydetmektedir. Fed’in faiz artışına dair kriter olarak baz aldığı verilerdeki gerilemenin devamı halinde her ne kadar şimdiye kadar Fed yetkililerinden herhangi bir açıklama gelmemiş olsa da, verilerdeki söz konusu görünüm paralelinde Fed yetkilileri 2017 yılında 2 adet faiz artışı ile yetinmek zorunda kalabilir.
Yurt içinde ise haftanın en önemli gündem maddesini Nisan ayı enflasyon verisi oluşturmakta. Geçtiğimiz hafta TCMB’nin para politikası kurulu sonrası enflasyon ile mücadeledeki kararlı duruşu Türk Lirası cinsinden varlıkların değer kazanmasında etkili olmuştu. Aylık bazda %1,02, yıllık bazda ise %11,60 oranında artış kaydetmesi beklenen Nisan ayı enflasyonu Türk Lirası cinsinden varlıkların seyri için önem arz etmekte.
DOLAR NEDEN DÜŞÜYOR
BELGİN MAVİŞ – A1 CAPITAL DİREKTÖR
Geçtiğimiz hafta veri akışı açısından olmasa da yoğun olan gündem dolayısıyla oldukça hareketli geçti. Borsa İstanbul’un rekor üstüne rekor kırdığı haftada 95.196 seviyesi görüldü. Hafta içindeki gelişmeler ve etkilerine bakacak olursak;
* Çarşamba günü TCMB faiz kararını açıkladı. Beklentimiz GLP borç verme faizinde ince bir ayar yapılmasıydı ve Merkez, 50 bp artış yaparak beklentilerimizi doğruladı. Bu hamle ardından Dolar/TL geri çekildi ve hafta başından beri yaşadığı kademeli düşüşten sonra Cuma haftanın en düşük seviyesi olan 3,5383 seviyesini gördü.
* Yine çarşamba günü ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı vergi reformu detaylarını takip ettik. Kurumlar vergisini vadettiği gibi %35’ten %15’e indireceğini açıklasa da detaylar ve reform altyapısı açısından piyasaları tatmin etmedi.
* Perşembe günü, Avrupa Merkez Bankası (AMB) faiz kararını karşıladık. Beklentiler dahilinde faiz oranlarını değiştirmeyen AMB, varlık alım programını 60 milyar dolara düşürdü. Bu gelişme sonrasında Euro/dolar paritesi yükselirken, Draghi’nin enflasyon noktasında hala istenilen seviyede olmadığını ve para politikası duruşunun değişmeyeceğini açıklamasıyla paritede 1,09’lu seviyelerden 1,08’li seviyelere geri dönüldü.
* Cuma günü ise, TCMB’nin kritik enflasyon raporunu takip ettik. Merkez’in raporunu kendi tablosuyla kısaca özetleyecek olursak;
Borsa İstanbul cephesine baktığımızda, çarşamba ve perşembe günleri yatay negatif kapanışlar gerçekleştirse de küresel artan risk iştahının da desteğiyle 94.000 seviyelerinden haftayı kapattı.
Gelecek haftanın ajandasına baktığımızda, pazartesi günü başta Türkiye olmak üzere İngiltere, Çin, Almanya gibi ülkelerde piyasaların işçi bayramı nedeniyle kapalı olacağını hatırlatalım.
Diğer yandan ajandada öne çıkan verilerden;
* Pazartesi günü, ABD kişisel gelir/gider ve ISM İmalat PMI rakamlarını,
* Salı günü, Çin, Almanya ve İngiltere imalat PMI verileri ile Avrupa işsizlik datasını,
* Çarşamba günü, Türkiye TÜFE, Avrupa 1. çeyrek büyüme, ABD ADP tarım dışı istihdam değişimini ve FED FAİZ ORANI KARARINI,
* Perşembe günü, Japonya piyasaları kapalı olurken, ABD ticaret dengesi ve fabrika siparişleri,
* Cuma günü, Japonya piyasaları yine kapalı olurken, ABD tarım dışı istihdam verilerini ve S&P Türkiye değerlendirmesini takip edeceğiz.
Dolar neden düşüyor sorusuna cevap olarak;
1. Dolar endeksinin 99.000 seviyesinin altına gerilemesi,
2. AMB’nın parasal genişleme miktarını 80 milyar eurodan 60 milyar euroya indirmesi,
3. Her ay 20 milyar Euro eksik genişleme programına devam edecek olan Avrupa’nın bu kararı sonrasında yükselen Euro ve Euro/dolar paritesinin 1,09 üzerine çıkması; sonuç olarak dolar üzerinde baskıyı arttırıcı unsur oldu.
Bu gelişmeler sonrasında hem içerde hem dışarda doların değer kayıplarını arttırırken, içeride gram altında da 145 TL’nin altına geri çekilmeler gördük.
BIST100 endeksinde ise, VİOB tarafında Nisan vadeli kontratların sona ermesi sonrasında, yeni vadede Nisan pozisyonlarının korunmuş olması BIST100 endeksinde gerilemeyi sınırlandırdı. Haftanın son işlem gününde, endeks 93.945 puana kadar gerilediyse de bu seviyeden yeniden toparlandı.
Bilanço döneminin devam ettiği BIST’te hisse bazlı hareketler bilançoların daha da yoğunlaşacağı bu hafta içerisinde endekse yön verecektir. Aynı zamanda genel kurullar.. Sermaye artırımı ve temettülerin de hızlanacağı bu ayda piyasaların merakla beklediği Fransa ikinci tur seçimleri kadar Fed’in takvimsel etki nedeniyle Mayısa kayan toplantısı ve açıklayacağı karar da haftanın genel gündemini belirleyecektir.
Geçtiğimiz haftayı BIST100’de 94.655, dolar/TL’de 3,5530, gram altında 144,7 TL ve brent petrole 52 doların hemen üstünde kapattık. Borsagundem.com